MAKEDONYA KOSOVA BALKANLAR 3. BÖLÜM


BALKANLAR 3. BÖLÜM

MAKEDONYA: MUHTEŞEM ÜLKE

·         STRUGA
Ve Makedonya’dayız. İlk durağımız şairler Şehri Struga oluyor, maviye boyanmış kent demek için zorlanmıyoruz buraya, Ohri gölüne kıyısı olmasına karşın bir de şehrin içinden geçen Kara Drin Nehri, bu nehir kenti iki yakaya ayırmakta. Ve güzel manzarayı biraz daha güzelleştiriyor bu nehir. Yolumuza devam ediyoruz, sonraki durağımız Ohrid. Buraya vardığımıza hava kararmaya başlamıştı bile, yemeğe gidiyoruz. Yemeğimizi yedikten sonra otelimize hareket ediyoruz. Ohrid Gölüne kıyısı olan otel, tur boyunca en memnum kaldığım otel oldu diyebilirim rahatlıkla. Sabah kalktığımızda muhteşem manzaraya şahit oluyoruz. Kahvaltımızı restoranın terasında bu manzara eşiğinde yapıyoruz. Kahvaltıdan sonra vakit kaybetmeden gölün kıyısında fotoğraf çekilmeye koyuluyoruz, güzel kareler elde ediyoruz burada.
Şehir merkezine doğru gidiyoruz ve gölde tekne turunun ardından ara sokaklara giriyoruz, başlıyoruz gezintiye. En çok dikkatimizi çeken şey evlerin ‘Safranbolu Evleri’ne’ benziyor olmasıydı. Ara sokaklardan devam ederek Ohrid Sveti Jovan Kaneo Kilisesi’ne rastlıyoruz.  Kilise tüm dünyaya kendini Oscar ödüllü 'Before the Rain' filmindeki sahne ile tanıtmıştır. Kiliseye yer yer geniş, yer yer patika bir yoldan ulaşılıyor. Bu Ortodoks kilisesi biraz yüksekte yer alması ile harika bir manzarayı kucaklamaktadır, devam ederken Ohri Küçük Çarşı’ya geliyoruz. Çarşıyı gezip alışveriş yapıyoruz, fiyatlar genel olarak uygun.
Kalkandelen kasabasına geçiyoruz. İlk durağımız Alaca Cami oluyor, burada ikindi namazı için beklerken cami avlusunda İstanbul’da bir belediye başkan yardımcısı abimizle karşılaşıyoruz. Namazın ardından muhabbetten sonra hatıra fotoğrafı çekip Harabati Baba Tekkesini ziyaret ediyoruz. Burada da Cemali abimiz bizlere tekke tarihini ve burada yapılan zulümleri anlatıyor.
·         ÜSKÜP
Üsküp’e doğru hareket başlıyoruz. Üsküp’te ilk durağımız eski bir tarihi olan Üsküp Türk Çarşısı oluyor. Buradan Makedonya Meydanı’na gitmek için ilerlerken Tarihi Taş Köprü ’den geçiyoruz, burası şehrin sembollerinden birisi haline gelmiş adeta. Makedonya Meydanına köprüyü geçip geliyoruz. Meydana şehrin kalbi desek hiç yanlış olmaz. Şehrin bu en geniş meydanında yükselen 33 metrelik devasa Atlı Savaşçı heykeli, Makedonya’nın bağımsızlığının yirminci yılına özel olarak Floransa’da yaptırılmış. Aslında Büyük İskender’i temsil ediyor. Heykelde Büyük İskender atının üzerinde elinde kılıçla, Taş Köprü’nün diğer yakasındaki babası Philip’in heykelini selamlıyor. Yemeğimizi yedikten sonra sınıra yakın bir bölgede bulunan otelimize gidiyoruz.


ZULMÜN DİĞER TANIĞI: KOSOVA

·         PRİŞTİNE
Burada ilk durağımız Priştine oluyor. Şehre girdiğimizde Cuma ezanı okunuyordu, cumayı kılmak için tarihi Sinan Paşa Camisine gittik. Namazdan sonra kenti turlarken yaklaşık 30’ar metre aralıkla Sırp Ortodoks Kilisesi ve Katolik Kilisesi vardı, kentin %95 Müslüman fakat bu durum da dini hoşgörünün bir kanıtıdır. Yine gezinirken NATO’da görevli Türk subaylarına denk geliyoruz, ayaküstü muhabbetten sonra selam verip ayrılıyoruz yanlarından.
Başkonsolosluğumuzu görüyorum, arkadaşlarımın ‘giremeyiz ’ısrarlarına aldırış etmeden ilerliyoruz. Kapıda görevli Kosova polisi durduruyor ve ne için geldiğimizi soruyor, derdimizi anlatamayınca pasaportumu çıkarıp göstermemle içeri alıyor bizi. Görevli koruma Türk polisine denk gelince muhabbet ediyoruz içeri davet ediyor. Girip içeriye göz atıyoruz burada. Buram buram vatan toprağı kokuyordu J Buradan da müsaade isteyip meydana doğru gidiyoruz tekrardan.

Bizi bekleyen otobüsümüze binip Priştine ’ye doğru hareket ediyoruz. Savaş meydanında şehit edilen tek Osmanlı padişahı: Sultan I. Murad Hüdavendigar’ın türbesini ziyaret ediyoruz. Türbenin hemen yanında bulunan ve günümüzde müze olarak kullanılan Selamlık binasını da ziyaret etmeden geçmiyoruz.

Ve son olarak Priştine Adem Yaşari Uluslarası Havalimanı’na geçip valizlerimizi teslim edip uçak saatinin gelmesini bekliyoruz. Saatimiz gelince de binip İstanbul’a doğru uçuşa geçiyoruz. Yaklaşık 1.30 saatlik yolculuğumuzun ardından sağ salim İstanbul’a varıyoruz.

 

Gezi boyunca bizden desteklerini esirgemeyen;

 Sn. Mutlu Doğan

Sn. Turgay Ekşi

Sn. Adem Aydemir abilerime

 Sn. Miraç Can ve Sn. Durmuş Ali Tamer

kardeşlerime buradan selam ve sevgilerimi iletiyorum.




                        










Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

14 ŞUBAT DEMİŞKEN...

BAKIŞ AŞISI

KORONA BİZDEN NE ALDI? BİZE NE VERDİ?