MÜSLÜMAN MIYIZ?
Kimdir Müslüman ona bakalım önce;
“Müslüman, dilinden ve elinden (diğer) Müslümanların (emin ve) selâmette bulunduğu kimsedir…” diye bir tanım yapmış Fahr-i Kainat Efendimiz.
Böyle mi ama gerçekten, önceleri böyleydi fakat ne değişti de bu hale geldik.
Kuşu ölen bir çocuğa taziyeye giden Peygamberin ümmetine ne oldu da ufacık kedi-köpek yavrularına işkence edecek hale geldi.
“Sizler iman etmedikçe cennete giremezsiniz, birbirinizi sevmedikçe de iman etmiş olmazsınız.”
Diye buyuran Peygamberin ümmetine ne oldu da, Müslüman ülkelerde yapılan bu vahşi zulümlere sessiz kalacak kadar duyarsızlaştı, ne oldu da din kardeşlerinin uğradığı işkenceler için ses etmeyi, kalbiyle buğz etmeyi geçtim, bunlardan bihaber olmayı nasıl becerdi?
Televizyonda her gün bir yenisi daha çıkan dizilerin özetinin özetine kadar, yayınlanan yarışma programlarının hiç bir dakikasını kaçırmazken, o mazlum beldelerde daha kundakta iken katledilen bebekler için sesini kaç defa çıkardı duyarlı (!) Müslüman kardeşi?
5 Temmuz 2009’da Çin işgali altındaki Doğu Türkistan’da, Uygur Türklerinin acımasızca katledildiği Urumçi katliamını kaçımız biliyor?
Filistin’in işgal edildiği 1949 yılından beri kaç Müslüman’ın katlediğini, kaç Müslüman’ın evini, yurdunu terk etmek zorunda kaldığını kaçımız biliyor?
II. Dünya Savaşı sonrası başlayan ve hala devam etmekte olan Myanmar’ın Arakan bölgesinde Budistler tarafından kaç Müslüman’ın perişan olduğunu, öldürüldüğünü kaçımız biliyor?
Arap Baharı diye Orta Doğu’yu perperişan etme projesi ile kaç bin Müslüman öldürüldü, kaç bin Müslüman’ın kanı döküldü kaçımızın umurunda ki?
Belki de böyle olması bizim işimize geliyor, kafamız rahat ya hani. “Ya banane, ne yapacağım ben” demek, daha mı kolay.
Tamam iyi, güzel. Şimdi es geçtik diyelim, vebalini ne yapacağız?
Sonuç itibariyle er yada geç öleceğiz, hesabı sorulmayacak mı bizden sorumsuzluğumuz için?
Fatih Sultan Mehmet binbir zorluk ve zahmete katlanarak Trabzon seferini gerçekleştirme nedenini “Ahirette Allah’ın karşısına çıkınca utanmayalım mı?” diyerek açıklamış ki bu şuurla, şimdiki halimiz bir mi?
Hasılı kelam sekülerleşmeyelim, kendimize gelelim, özümüzü bulalım ve bilelim ki konuştuklarımız kadar sustuğumuz her şeyden de sorumlu olacağız, haksızlık nerede olursa olsun karşısında duralım ve şunu da unutmayalım:
‘’Hesabı sorulduğu zaman, keşke susmasaydım diyenlerden olmayalım.’’
“Müslüman, dilinden ve elinden (diğer) Müslümanların (emin ve) selâmette bulunduğu kimsedir…” diye bir tanım yapmış Fahr-i Kainat Efendimiz.
Böyle mi ama gerçekten, önceleri böyleydi fakat ne değişti de bu hale geldik.
Kuşu ölen bir çocuğa taziyeye giden Peygamberin ümmetine ne oldu da ufacık kedi-köpek yavrularına işkence edecek hale geldi.
“Sizler iman etmedikçe cennete giremezsiniz, birbirinizi sevmedikçe de iman etmiş olmazsınız.”
Diye buyuran Peygamberin ümmetine ne oldu da, Müslüman ülkelerde yapılan bu vahşi zulümlere sessiz kalacak kadar duyarsızlaştı, ne oldu da din kardeşlerinin uğradığı işkenceler için ses etmeyi, kalbiyle buğz etmeyi geçtim, bunlardan bihaber olmayı nasıl becerdi?
Televizyonda her gün bir yenisi daha çıkan dizilerin özetinin özetine kadar, yayınlanan yarışma programlarının hiç bir dakikasını kaçırmazken, o mazlum beldelerde daha kundakta iken katledilen bebekler için sesini kaç defa çıkardı duyarlı (!) Müslüman kardeşi?
5 Temmuz 2009’da Çin işgali altındaki Doğu Türkistan’da, Uygur Türklerinin acımasızca katledildiği Urumçi katliamını kaçımız biliyor?
Filistin’in işgal edildiği 1949 yılından beri kaç Müslüman’ın katlediğini, kaç Müslüman’ın evini, yurdunu terk etmek zorunda kaldığını kaçımız biliyor?
II. Dünya Savaşı sonrası başlayan ve hala devam etmekte olan Myanmar’ın Arakan bölgesinde Budistler tarafından kaç Müslüman’ın perişan olduğunu, öldürüldüğünü kaçımız biliyor?
Arap Baharı diye Orta Doğu’yu perperişan etme projesi ile kaç bin Müslüman öldürüldü, kaç bin Müslüman’ın kanı döküldü kaçımızın umurunda ki?
Belki de böyle olması bizim işimize geliyor, kafamız rahat ya hani. “Ya banane, ne yapacağım ben” demek, daha mı kolay.
Tamam iyi, güzel. Şimdi es geçtik diyelim, vebalini ne yapacağız?
Sonuç itibariyle er yada geç öleceğiz, hesabı sorulmayacak mı bizden sorumsuzluğumuz için?
Fatih Sultan Mehmet binbir zorluk ve zahmete katlanarak Trabzon seferini gerçekleştirme nedenini “Ahirette Allah’ın karşısına çıkınca utanmayalım mı?” diyerek açıklamış ki bu şuurla, şimdiki halimiz bir mi?
Hasılı kelam sekülerleşmeyelim, kendimize gelelim, özümüzü bulalım ve bilelim ki konuştuklarımız kadar sustuğumuz her şeyden de sorumlu olacağız, haksızlık nerede olursa olsun karşısında duralım ve şunu da unutmayalım:
‘’Hesabı sorulduğu zaman, keşke susmasaydım diyenlerden olmayalım.’’
Yorumlar
Yorum Gönder